Sancar: Rant, yolsuzluk düzeni insanlarımızın üzerine çökmüştür 2023-02-08 16:14:49   ADANA - HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve beraberindeki heyet, Adana'da depremin vurduğu noktaları ziyaret ederek, "Bu gördüğünüz yıkıntılar dün bir düzenin çöküşüdür" dedi   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Mereş Bazarcix (Pazarcık) ve Dîlok merkezli depremlerden etkilenen kentlere gerçekleştirdiği ziyaretler devam ediyor. Sancar ve beraberindeki heyet Mersin'den sonra ziyaretlerini Adana'ya geçti. Depremzedeleri ziyaret eden Sancar, Çukurova ilçesine bağlı Yurt Mahallesi’ndeki enkazları ziyaret edip Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve CHP’li Levent Gök ile görüşerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Karalar, belediye olarak enkazlarda çalışma yürüttüklerini yarından sonra Hatay'a ekip göndereceklerini söyledi.   İKTİDARLARIN DÜZENİDİR'   Sancar, enkaz önünde açıklama yaptı. Dün bütün gün Antakya ve Samandağ’da ziyaretlerde, incelemelerde bulunarak depremzedeleri dinlediklerini ifade eden Sancar, "Gördüğümüz manzara karşısında yüreklerimiz yanıyor. Çok büyük bir yıkım var. Kayıplar çok fazla. Acı çok büyük. Bugün Adana’dayız. Burada yine can kayıpları var. Yıkım var ama tabi Maraş, Adıyaman, Malatya ve Antalya İle kıyaslanamaz. Toplamda kayıplar çok fazla. Yıkım çok büyük. Bütün halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi yineliyoruz. Hayatını kaybeden bütün insanlarımıza Allah’tan rahmet yakınlarına sabır diliyoruz. Şunu açıkça belirtmek gerekiyor. Hiçbir deprem tek başına bu kadar can kaybına, yıkıma yol açmaz. Bir doğal afet olan depremleri, toplumsal felakete ve insanlık trajedisine dönüştüren şey bizat iktidarlardır, siyasi düzenlerdir" dedi.   Kayıp ve yıkımlarının büyüklüğünün iki nedeni olduğunu vurgulayan Sancar,  konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu kadar çok sayıdaki binanın yıkılmış olması öncelikle ranta dayalı imar ve şehir politikalarının sonucudur. Aynı şekilde yolsuzluk ve denetimsizlikte bu kadar sayıda binanın yıkılmasında çok önemli bir etkendir. Bundan da siyasi iktidar sorumludur. Bugüne kadar alınmayan tedbirler, buraya aktarılmayan kaynaklar, yapılmayan hazırlıklar yıkımın boyutlarının bu kadar büyük olmasının temel sebebidir. Deprem gerçekleştikten sonra acil yardım ve kurtarma çalışmalarının gecikmiş olması da hatta bir çok yerde hiç yapılmamış olması da can kayıplarını arttırmıştır. Hem de kurtarılabilecek binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açmıştır.   ACİL HİÇBİR İHTİYAÇ KARŞILANMIYOR   Dün Antakya’da gezdiğimiz yerlerde binlerce yıkılmış bina gördük. Bölgede belediye başkanın verdiği bilgiye göre 2 bin 600 civarında bina çökmüş, yıkılmış ve sadece bunların yüzde 2’sinde kurtarma çalışmaları yapılmış. Biz de dün orada kurtarma çalışması adına ciddi herhangi bir faaliyet görmedik. İlk anda hızla müdahale edilebilseydi belki binlerce canımız aramızda olacaktı. Yaşıyor olacaktır. Evleri yıkılan veya hasar gören insanlarımız sokaklarda çadır yok, su yok, battaniye yok, gıda yok. Kısacası acil hiçbir ihtiyaç karşılanmıyor. İnsanlar sokakta aç susuz yaşamak ve hayatta kalmak zorunda kalıyorlar. Bu kadar acı üzerine bir de bunlar ekleniyor. Eğer gerçekten büyük bir sivil dayanışmaya izin verilseydi, kayıplar daha az olacaktı. Ama iktidar sivil dayanışmayı da engelliyor. 1999 Marmara depremini hatırlarsak orada tam bir dayanışma seferberliği vardı ve çok sayıda insanımız bu şekilde kurtarılabilmişti enkaz altından. Şimdi ise iktidar böyle bir dayanışma ağının kurulmasına engel oluyor. Sivil dayanışmalara engel oluyor. İnsanlar acil ihtiyaçları beklerken iktidarın bunları karşılamaması bir yana karşılayabilecek girişimleri de engellemesi de asla kabul edilemez. Bütün bu sorumluluk ortadayken acı bu kadar büyük, yıkım bu kadar ağırken bir de üstüne OHAL ilan ediliyor.    MECLİS'TE OHAL'E HAYIR DİYECEĞİZ   Olağan yetkiler ve imkanlarla pek çok şey yapılabilirdi. Bunlar yapılmadı, şimdi OHAL ilan etmenin hiçbir haklı ve meşru gerekçesi yok. Olağan hukuk düzeni içerisinde mevcut yetkiler kullanılarak ve imkanlar seferber edilerek tedbirler hızla alınabilirdi. Hala da alınabilir. OHAL ilanı en fazla iktidarın sorumluluğunu gizlemek için kullanılacak bir düzen. Biz yarın Meclis’e gelecek olan OHAL kararnamesini reddedeceğiz. OHAL ilanına ‘hayır’ diyeceğiz. Asıl büyük kurtarıcı dayanışmadır. Ülkenin dört bir yanında herkes yardım için elinden geleni yapmaya hazır. Halkımızın bu konudaki isteği ve bilinci yüksek. Bunu biliyoruz. Dayanışma bilinci ve isteği halkımızda yüksek. Fakat bunları buraya ulaştırma konusunda yardım bekleyen mağdurlara ulaştırmak koşusunda engeller çıkarılıyor. Bu engellere rağmen bizler dayanışmayı büyütmek zorundayız. Çünkü önümüzde çok zor bir dönem var. Yapılması gereken çok iş var. İnsanlarımız ihtiyaçları için aralıksız çalışma ihtiyacı var. Bunu da dayanışma ağını örerek büyük bir dayanışma hareketi yaratarak gerçekleştirebiliriz. Halkların dayanışması insanların birbirine ellerini uzatmalarını gönüllerini açmalarını bizler açısından en acil hedef ve görevdir. Dayanışma kurtarıcımız olacaktır.    BU DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ   Bu gördüğünüz yıkıntılar dün Antakya ve Samandağ’da gördüğümüz felaket bir düzenin çöküşüdür. Rant yolsuzluk denetimsizlik düzeni insanlarımızın üzerine çökmüştür. Bu düzeni değiştirmemiz gerekiyor. Bunu herkes el ele vererek güçlerimizi birleştirerek başaracağız. Yıkılan sadece evlerimiz değil insanlarımızın üzerine yıkılan bizatihi bu çürümüş düzendir. Bunu bundan sonra başka felaketler yaşanmaması için değiştirmek sorumluluğumuz var. Başka felaketler yaşamamak için bu bozuk düzeni ranta talana dayalı bu düzeni ve bunun yürütücüsü iktidarı değiştirmemiz gerekiyor."   Sancar, son olarak depremde yaşamını yitirenlerin ailelerini ziyaret ederek, başsağlığı diledi. Sancar, temaslarının ardından kentten ayrıldı.