Aykol: Kürt sorunu çözülmedikçe yeni bir Türkiye yaratılamaz 2023-06-08 09:03:49   ANKARA - Kürt sorunu çözülmedikçe yeni bir Türkiye’nin yaratılamayacağını vurgulayan gazeteci Hüseyin Aykol, Yeşil Sol Parti’nin seçimlerdeki kaybının “Kürt sorununu kötü tartışmaktan” kaynaklandığını ifade etti.    Seçim sonuçlarını değerlendiren siyasi partiler, önümüzdeki dönemin politik mücadele hattını belirlemek için tartışmalarını sürdürüyor.  Seçimleri yakından takip eden Gazeteci Yazar Hüseyin Aykol, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.     Aykol, Emek ve Özgürlük İttifakı ile Millet İttifakı’nın seçim sonuçlarının ardından başlattığı sürece değinerek, ittifakların seçim yenilgisi aldığını ifade etti. Aykol, “Bu alanda kendisini eleştiriyorlar. Kurultaylar süreci başlıyor. Ama en son söylenecek şeyi ben ilk baştan söylemek istiyorum; ‘hırsızın hiç mi suçu yok’ şeklinde bir yaklaşımı hep aklımızda tutmamız lazım” dedi.   ‘DEVLETİN TÜM GÜÇLERİNE KARŞI SEÇİM’   Cumhur İttifakı’yla değil devletin tüm güçlerine karşı bir seçim yapıldığına dikkati çeken Aykol, beş yıllık bir hazırlığın sonucunun ortaya çıktığını dile getirdi. Aykol, “Anketler Kılıçdaroğlu'nu önde gösteriyordu, tabi ki Yeşil Sol Parti’nin katkısıyla. Ancak bütün o beş yıllık hazırlık, HDP’ye yönelik kapatma davası, buna delil olsun diye açılan Kobanê Davası, yaşamını yitiren PKK’lilerin cenazelerine yönelik saldırılar gibi bütün beş yıllık hazırlıkların sonucu olarak böyle bir sonuç çıktı. HDP düşman gösteriliyor, legal dışı gösteriliyor. Bu anlamda iktidarın hedefinde. HDP’nin üçüncü parti konumunu geriletmek isteyen bir anlayış vardı. Bu sadece CHP ile değil kendisine sosyalist diyen TİP’te bile ifadesini buldu” diye belirtti.     ‘ERDOĞAN KÜRTLERDEN VİZE ALAMADI’   HDP’nin seçime Yeşil Sol Parti listeleriyle girerek kendisine yönelik saldırıyı boşa çıkardığını belirten Aykol, “Ama Yeşil Sol Parti’nin anlatılması, kitlelere duyurulması anlamında tüm medya gücümüze rağmen eksiklik oldu. Öyle ki Kurdistan’daki bazı şehirlerde Yeşil Sol Parti diye gördüğü Sol Parti’ye mührünü basmış yüzlerce insan oldu. Sonuç itibariyle; AKP-MHP ittifakı beş yıllık çalışmasının ürününü bir şekilde almış oldu. Ama tüm bunlara rağmen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı konusunda Kürt illerinden vize alamadı, laik kesim diyebileceğimiz CHP ve ortaklarından da özellikle de büyükşehirlerde evde kaldı” şeklinde konuştu.   'TÜRKİYE’DE ŞU AN ÜÇ RESİM VAR’   Seçimlerin ardından Türkiye’de şu anda üç resim olduğunu kaydeden Aykol, bunları şöyle açıkladı: “Bir; Kürt illerinden tamamen ‘Erdoğan’a hayır’ diyen bir halk kitlesi, yoğunlaşması var. İkincisi; batı illerinde ya da büyükşehirlerde CHP’nin ve yanındaki ortaklarının etkilediği kısmen laik kesim mevcut. Üçüncü olarak; karşılarındaki iktidar, şimdiye kadar olmadığından daha fazla, MHP’nin sağında, İslami kurgusu fazla, neredeyse IŞİD çizgisinde diyebileceğimiz bir çizgi var. Böyle bir üçlü yapı var. Bu üçlü yapı, iktidar ve muhalefet şeklinde de bölündüğünde yarısı iktidarın yarısı da ona karşı çıkan, onu reddeden, iktidarı zorlayabilecek bir takım sivil inisiyatifler geliştirebilecek ciddi bir muhalefet var. Bu muhalefet, aksi bir durum olmazsa büyük ihtimalle yerel seçimlerde büyükşehirleri de iktidara vermeyecek. Belki de artıracak da. Çünkü iktidar, kendi yarattığı ekonomik enkazı devraldı. Bu nedenle de kendilerine göre oluşturdukları kabineyle yeni isimlerle bunu aşmaya çalışıyor.”   ‘SİVİL FAŞİST BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ’   İktidarın politikalarını, 12 Eylül dönemiyle kıyaslayan Aykol, “12 Eylül, askeri faşist diktatörlüktür. Generaller yönetime el koydular, partileri kapattılar, insanları idam ettiler, 550 bin kişi cezaevlerine atıldı. Bu anlamda dünyanın sayılı faşist diktatörlüklerinden biri olarak tarihe geçti. Ben de o yılları yaşadım. O yıllarda işkence gördüm, hapishanelerde kaldım. Türkiye ve dünyanın en kötü ünlü hapishanelerinde kaldım. O günleri yaşamış biri olarak, bugünkü sivil faşist diyebileceğimiz bir iktidarla karşı karşıyayız. O günlerde hiç umutsuz değildik. Bugünlerde de o anlamda umutsuz olmamak gerekiyor. ‘Geldiler, yerleştiler, yerlerinden kaldırmak çok zor, sadece dua edip Erdoğan’ın ölmesini bekleyeceğiz’ diyen insanlar var. Hayır, öyle değil. Türkiye en az üçe bölünmüş durumda. İktidar yanlıları ve karşıtları şeklinde. Bu anlamada umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Ekonomi kötü, NATO’da sevilmeyen, dünyada bir şekilde izole edilmiş, işler çok kötü. Halkın, geniş kitlelerin aleyhine ekonomik düzeni sürdürmek isteyecek bir iktidar var, buna karşı mücadele etmek hem çok meşru, hem de haklı. Bu nedenle umutsuz olmamak lazım” ifadelerini kullandı.   KÜRT SORUNU   Aykol, muhalefetin izlemesi gereken politika için ise şunları belirtti: “Yeşil Sol Parti hatta CHP açısından esas mesele; yeni bir Türkiye nasıl yaratılabilir? Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye’nin hiçbir şansı yok. Kürt sorununun çözülmesi lazım. Yeşil Sol Parti ve birlikte hareket ettiği sosyalist partiler olarak kaygımız; 100 milletvekili beklerken 61 milletvekili seçtirebilmemiz değil, geldiğimiz nokta açısından Kürt sorunu çözülmeden bu ülkeye ne barış gelir ne de ekonomik olarak gelişebilir. Çözüm sürecinin bitirilmesinden sonra iktidarın savaşçı politikası yüzünden Kürt sorununun nasıl çözülebileceği anlamında konuları konuşamaz hale geldiğimiz gibi bu son seçimlerde de CHP’den gelen ‘ben bu sorunu Meclis’te çözeceğim, muhatabım da Meclis’teki HDP’dir’ şeklindeki yaklaşımı seçimde hiç konuşamadık. Bırakın bu konunun konuşulması her iki tarafta da ‘ben daha iyi Kürt öldürürüm’ şeklinde berbat bir yere geldik. Kürt sorununu masaya oturtup konuşamadık. Seçimlerdeki kaybımız, Kürt sorununu tartıştıramamak, kötü tartışmak oldu.”   ‘YEŞİL SOL HALK PARTİSİDİR’   Yeşil Sol Parti’ye yönelik eleştiri ve özeleştirilere de değinen Aykol, “Bu konu sosyal medyada konuşulmamalı. Sosyal medya tam bir bataklık. Orada kendisini partili gösteren pek çok sahte hesap var. Yeşil Sol, HDP ve öncekiler halk ve sokağın partisidir. Bu tür konuşmalar ilçe ve il örgütlerinde yapılmalı, oralarda başlatılmalı. Eş genel başkanlar istifa edeceklerini söylediler ama sorun sadece o değil. Sorun, Kürt sorununun çözülmesini seçimlerin ana mevzusu haline getirmemiş olmak. Bu anlamda eksikliklerin anlatılması lazım. Öte yandan halk kendi yöresinden kendi adayını istiyor. Her gün birlikte sokakta dayak yediği il ilçe yöneticisini milletvekili olarak görmek istiyor. Mümkün olduğunda yerelle danışılarak listeler hazırlanmaya çalışıldı ama anlaşıldığı kadarıyla bu dönemdeki liste hazırlama işi biraz eksik, yanlış olmuş. Örneğin Ankara’da bu yaşandı. Onun dışında iç içe olmak gerekiyor. Halk, onu her gün televizyonda görse de birebir görmek, tanımak istiyor” şeklinde konuştu.   ‘SALDIRILARA RAĞMEN HALA ÜÇÜNCÜ PARTİ’   HDP’nin tüm bu saldırlar altında Yeşil Sol Parti listelerinden Meclis’e girmesiyle halen üçüncü parti durumunda olmasının büyük başarı olduğunu unutmamak gerektiğine dikkati çeken Aykol, “Sadece daha iyi yapılabilirdi. Esasen tüm meselenin Kürtlerin ortak mücadelesi olarak ısrar edilmesi anlamındaki temel yaklaşımımız korunarak tartışmaları yürütmek lazım” diye belirtti.   MA / Fırat Can Arslan